365 Gün Organik

365 Gün Organik
365 Gün Organik tüketebilirsiniz

3 Temmuz 2015 Cuma

Tamamiyle organik bir yaşam mümkün!

Röportaj: Hakan Kuyucu


‘Deniz yıldızlarıyla, çam kozalaklarıyla büyüdük. Enginar tarlalarının içinde saklambaç oynadık. Eriği, dutu, kirazı hep ağacından kopardık. Sabah kahvaltılarını bahçeden topladığımız domates ve biber ile yaptık. Tabiat Ana ve Ege, bize hep en iyisini verdi. Mahalle maçlarından sonra salçalı ekmek yedik. Çamurda çivi oynadık. Yağmurda koştuk. Çocuk gibi çocuktuk. Şanslıydık.
Yaşamı seviyoruz. Bütün renklerin önemine ve güzelliğine inanıyoruz. Bazen yeşiliz, bazen mavi. Tutkuluyuz. Anı yaşamanın kıymetini biliyoruz. Saygılıyız hayata, ve hayata dair her şeye… Gerçek kokulara, gerçek tatlara, gerçek renklere, gerçek dokunuşlara ve doğanın müziğine aşığız.
İçinde yaşadığımız gezegen ve biz daha iyisini hak ediyoruz. Kimyasallardan, katkı maddelerinden ve GDO ürünlerden uzak durmamız gerektiğini ve bunun mümkün olduğunu biliyoruz. Sağlıklı çocuklar yetiştirmek için, kaliteli yaşlanmak için, kanser, diyabet gibi hastalıklardan mümkün olduğunca uzak durmak için, sağlıklı düşünmek ve iyi hissetmek için, torunlarımıza temiz bir gelecek bırakmak için, çocuklarımızın da bu farkındalıkla yetişmesini istiyoruz.
Bu nedenle yola çıktık. Bizimle yürürseniz seviniriz…’

- Pekçoğumuzun burnunda tüten bir yaşamı anlatan bu yazı, 365organik.com’un kurucusu Tuna Çotuk’a ait… Tuna Çotuk kim mi? Yakında adını çok sık duyacaksınız ama biz yine de kendisini, kendisinin ağzından tanıtalım:

39 yaşındayım. Lezzet ve doğa düşkünü bir deliyim. Dans etmeyi, şarkı söylemeyi, okumayı ve hayatı seven bir eşim var. 3,5 yaşında dans etmeyi, şarkı söylemeyi, masal kitaplarını, Richard Parker ve Ejderhaları seven bir oğlum var. Hepimiz biraz deliyiz. Son 10 yılım Türkiye’nin iyi firmalarında satış yöneticiliğiyle geçti. Gezegenimiz ve Türkiye için kaygılanıyorum ve eğer kabul ederlerse, kendileri için iyi şeyler yapmak niyetindeyim. İşe kirletmeyerek başlıyorum. Basit yaşamaya çalışıyorum. Basit güzeldir. Tüm derdim, iyi müzik, iyi yemek, güzel renkler, sohbet, muhabbet, güzel kokular, dostlar, samimiyet, temiz dünya, ve doğa eksenli bir yaşam. Bu dünyada mutlu ayak izleriyle yürüyen, kendiyle ve doğayla barışık, samimi insanlara, bir de eşime aşığım.
İsmim Tuna Çotuk.

- Gelelim sadede… 365organik.com nedir? Siteye giren bir ziyaretçi neyle karşılaşıyor?
365organik aslında bir başkaldırı. Ya da kişisel devrimim. Hayatta iyi ya da kötü hepimizin profesyonel anlamda yaptığı şeyler var. Çoğu da boşlukta kaybolup gidecek. Madem öyle, en azından oğlumun iyi hatırlayacağı şeyler şeyler yapmak istedim. Çağan Irmak filmlerindeki geneleneksel Ege yaşantısıydı çocukluğum. Doğal yemekler. Doğal oyuncaklar, doğal temizlik ve bakım. Sadece doğal. Sonra, hepsi uluslararası şirketlerin kirli amaçları altında ezildi. Benim internet siteme girenler basit ve doğalı görecek. Örneğin herhangi bir süpermarketten alacağınız zeytin ezmesinin içindekiler bölümünü okuduğunuzda, bir paragraf dolusu katkı maddesi görürsünüz. Oysa 365organik.com ‘dan alacağınız bir zeytin ezmesinin içinde sadece “salamura zeytin ve tuz” ibaresi vardır. Ne yazık ki basit ve doğal artık daha zor. Benim yaptığım, Türkiye’nin bir avuç cesur yüreğiyle beraber basit ve zor bir mücadele.

- Çağan Irmak filmlerinde çocukluğunuzun atmosferini görmeniz, bu yaşamı yeniden yakalama yönünde ilham mı verdi size?
– Sanırım çoğumuza ilham vermis, kalbinde hoş bir tebessüm bırakmıştır Çağan Irmak filmleri. Çocuklar dünyayı 5 duyuyu da bolca kullanarak anlamlandırır. Büyüdükçe duyular ve duygular yerine mantık devreye girer. Zamanla mantık, ne yazık ki çıkar süzgeçinden geçirmediği hiç bir şeyi kabul etmez. Yetişkin sorumluluklarını tabii ki reddetmiyorum, ancak doğayla uyumlu bir yaşam tarzının, sadelik ve hayal gücünün, hayatımıza katabileceği güzelliklerin farkındayım.

- Organik üretim ve beslenme son dönemde oldukça popüler. Özellikle de ünlüler arasında… Örneğin; Yılmaz Erdoğan’ın Tekirdağ’da, Necati Şaşmaz’ın Gerede’de, İbrahim Tatlıses’in Silivri’de organik tarım ve hayvancılıkla uğraştıkları çiftlikleri bulunuyor. Bu da, organik kavramının artık magazinel bir trend haline geldiği iddialarına yol açıyor açıkçası… Siz de bu trendden etkilendiniz mi?
– Aslında benimkisi bir öze dönüş. Bir bakıma çocukluğuma özlem. Öte yandan kendisi, çevresi, ülkesi ve Dünya için iyi şeyler yapan insanlara büyük saygı duyuyorum. Keşke bütün magazinel trendler bu şekilde olsa.

- Topumuz AVM’lerde dört dönerken ve yarı cyborg’lar haline geimişken, neden bu tür bir girişimi seçtiniz?
– Oğlumun doğumundan sonra, birçok anne ve baba gibi, biz de hayatı farklı bir boyutta algılamaya başladık. Atlas’ı olduğunca organik beslemeye çalıştık. Araştırdıkça, öğrendikçe, diğer alanlarda da organik tüketim tarzını benimsedik. Bir süre sonra fark ettik ki diş macunundan, çamaşır deterjanına, güneş kreminden iç çamaşırına, sebze meyveden tavuğa, süte, peynire kadar birçok ürünü organik tüketmeye başlamışız. Ancak ne yazık ki, bu ürünlerin tümünü bir arada bulabileceğim, sertifikasyonuna güvenebileceğim, hesaplı ve kaliteli firma sayısı oldukça azdı. Yaklaşık 1 yıllık bir araştırma sürecinden sonra, yakın çevremin de yönlendirmesiyle, mevcut işimden ayrılıp yeni bir yola çıkmaya karar verdim.

- Merkeziniz İzmir… Sadece bu kente mi hizmet veriyorsunuz?
– Şimdilik sadece İzmir’de şubemiz var, ancak kargo ile tüm Türkiye’ye hizmet veriyoruz. Ayrıca, özellikle belirtmek isterim ki, ülkemizdeki organik üretimin çoğunluğu İzmir ve çevresinde gerçekleşmektedir. Bu da İstanbul, ya da başka bir şehirde aldığınız organik ürünlerin ciddi bir kısmının İzmir ve çevresinden geldiği anlamına geliyor. Bizim yaptığımız, aracı sayısını azaltıp, uygun koşullarda, tap taze ürünleri, kısa sürede, organik tüketimi seçen bilinçli ve duyarlı insanlara ulaştırmak.

- Organik deyince çoğu kişinin aklına gıda gelir. Fakat sizin sitenize baktığımızda başka kategoriler de görüyoruz. Neler bunlar?
– Haklısınız, Türkiye’de genelde organik deyince gıda akla geliyor ancak konu sadece bundan ibaret değil. Bizim çalışma alanımızda organik gıdanın yanısıra, organik temizlik ürünleri, organik kişisel bakım ürünleri ve organik tekstil de var.

- Organik kozmetik ve temizlik ürünleri de var. Bu tür ürünlerin içinde mecburen kimyasal madde bulunmaz mı? Organik bir kozmetik nasıl olabilir?
– Bu gezegen 5 milyar yaşında. Son 12 bin yıldır modern olarak adlandırdığımız ‘insan’ var. Son 50 yıla kadar zaten tamamen doğal (bir bakıma organik) ürünlerle temizlenmişiz ve kendimize bakmışız. İnanın, doğa bize her türlü kolaylığı en saf haliyle veriyor. Kaldı ki satışını yaptığımız tüm kişisel bakım ve temizlik ürünleri bitkisel içerikli olup uluslararası denetim kuruluşları tarafından sertifikasyona sahipler.

- ‘Organik Yaşam Tarzı’ diye bir kavram oluştu son yıllarda… Siz, bu alanda inisiyatif almış birisi olarak nasıl tanımlarsınız bu tabiri…
– Annem ve babam, kardeşimle beni bolca sevgiyle büyüttü. Sevgi ile büyüyen çocuklar, hayata dair herşeye saygı duyar. Dünya’ya ve içinde barındırdığı canlılara saygılı, kendiyle ve çevresiyle barışık bir nesil yetiştirmek istiyorsak, organik yaşam tarzı en önemli basamaklardan biri olarak karşımıza çıkıyor. Organik tüketen insanlar gerektiğinden fazla tüketmez, gerektiğinden fazla kirletmez, kendi sağlığı ve doğanın dengeleri için kaygılanır. Yaşayan her canlının sadece bir hayatı olduğunun, ve bunun fazlasıyla kıymetli olduğunun farkındadır.

- 365organik.com bu yaşam tarzına göre yaşamını şekillendirmek isteyenlerin ihtiyaç duyacağı bir platform mu? Ürünleriniz, bu tarz bir yaşamı sürmek isteyenlere tam anlamıyla hitap ediyor mu?
– Evet, 365organik.com alternatif ve bilinç düzeyi yüksek bir hayat tarzını benimsemiş, kendisi, çocuğu ve çevresinin sağlığını düşünen, kaliteli yaşlanmak isteyen, sağlığını tekrar kazanmak isteyen, içinde yaşadığımız bu güzel gezegen ve diğer tüm sakinlerine saygılı, duyarlılığı yüksek güzel insanlara hitap ediyor. Ayrıca aktivist bir şirketiz. Örneğin en son, üyelerimizle beraber, Foça koylarından birinde sahildeki sigara izmaritlerini ve çöpleri topladık. Biliyoruz ki Dünya’yı basit şeyler ve sevgi kurtaracak. Bu ve benzeri eylemlerimiz devam edecek. Bizi izlemeye devam edin.

- Siz, gerçekten bu röportajın en başında yayınlanan yazıdaki hayatı benimseyen biri misiniz? 365organik.com o yazıda dile getirilen özlemlerin giderilmesine katkı sağlayabiliyor mu?
– Ben o hayatın içinden geliyorum. Biraz mola vermiştim. Mola esnasında biraz kitap okudum, biraz müzik dinledim, çokça güzel insanla tanıştım, bir miktar yolculuk yaptım. Amacım sadece organik ürünler satmak değil, organik ürünleri tercih eden insanlarla ülkemizde ve Dünya’da mutlu ayak izleri bırakmak.

Röportaj : Metrosfer