365 Gün Organik

365 Gün Organik
365 Gün Organik tüketebilirsiniz

12 Ağustos 2015 Çarşamba

NEDEN ORGANİK DİŞ MACUNU TERCİH ETMELİYİZ?



Diş macunları içeriğinde bulunan sodyum florür maddesi kimyasal bir zehirdir. Dişlerini fırçalamaya başlayan çocuklar çoğu zaman diş macununu yutar. Yüksek dozda flor, zeka geriliğine ve kansere neden olabilir. 5-6 yaş öncesi çocuklar, organik sertifikası olmayan diş macunu kullanmamalıdır.
Diş macunlarının içinde bulunan 'sodyum florür' isimli zehirli kimyasal, doğada kullanılan flor gibi doğal özelliklere sahip değildir ve birden çok zararı bulunur. Diş çürüğünü engellediği gerekçesiyle çocuklar için üretilen diş macunlarında da bu maddeler yaygın olarak kullanılmaktadır.
BAĞIŞIKLIK SİSTEMİNİ ÇÖKERTİR.
Kanserojen özelliklere sahip olan bu kimyasal madde çocuklarda zeka geriliğine yol açar. Ayrıca, bağışıklık sistemini çökertir, enfeksiyonlara karşı direnci düşürür, üreme sistemine zarar verir ve kalıcı dişlerin çıkmasını geciktirir. Dişlerde bir takım beyaz lekelenmelere ve yumuşamalara neden olur. Dişlerin daha kolay çürümesine yol açar. Yani dişleri kuvvetlendireyim derken dozu aştığında sertleşme yerine yumuşama gibi bir sorun ortaya çıkmış olur. Kimya Mühendisi Mennan Diş macunları ve sabunlarda kullanılan kimyasal maddeler anne adayları için çok tehlikeli.
Florida Üniversitesi'nde yapılan bir araştırmaya göre, Türkiye'de de satılan birçok ünlü diş macunu ve sabunun içinde bulunan triclosan maddesi anne karnındaki bebeğe zarar veriyor. Aynı zamanda ıslak mendillerde de bulunan bu madde, anne karnındaki bebeğin yeterli oksijeni almasına engel olur ve bu da bebeklerin beyinlerinde hasara neden olabilir.

Bitkisel, doğal, naturel gibi isimlerle piyasaya sunulan diş macunlarının çoğunun, diğerlerinden farkı yoktur. Organik ürünlerde sertifikasyon esasdır. Sertifika, denetim ve kontrol anlamına gelir. Çocuklarınızın ve kendi sağlığınız için florür vb. zararlı kimyasalları içermeyen, SERTİFİKALI ORGANİK DİŞ MACUNU tercih ediniz. www.365organik.com ‘da sadece sertifikalı, güvenilirliği belgelendirilmiş ürünler satılır.

İnstagram'da 365organik.com' u takip etmek ve benzer konularda bilgilenmek için tıklayınız:

 İnstagram'da 365organik.com

11 Ağustos 2015 Salı

Türkiye'de Organik Tarımın Tarihi ve Mevcut Durum

Türkiye'de sertifikalı organik tarım 1984 yılında başladı. 
Organik üretim Avrupa standartlarını temel alan yönetmeliklere uygun olarak yurtdışından gelen talep doğrultusunda başladı. 
O tarihlerde üretilen organik ürünlerin tamamına yakını ihraç ediliyordu. 
1984 yılından bu yana, gelen talepler doğrultusunda ürün çeşidi ve üretim miktarı giderek artmaktadır.

1994'te Organik Tarım Yönetmeliği yayınlandı. 
1999 yılında ilk Ulusal Organik Tarım Sempozyumu, 
2001'de ise ikincisi düzenlendi. 
Bu sempozyumlar belirli aralıklarla düzenlenmekte ve araştırmayı teşvik ederek Türkiye koşullarında elde edilen sonuçların aktarılmasına fırsat yaratmaktadır. 
Bu önemli adımlar ve iç pazarda organik ürünlere olan talebi arttırmak için düzenlenen toplantılar, üretimi teşvik etmek ve teknik bilgiyi paylaşmak amacıyla geliştirilen projeler dışında, 1991 ve 2002 yılları arasında ekolojik tarım alanında ciddi bir ilerleme kaydedilememiştir. 

Bu yıllar arasında kaydedilen en önemli ilerleme sağlıklı gıda satan işletmelerin açılması olmuştur. 
Organik ürünler bazı süpermarketlerin reyonlarında, bazı küçük bakkalların da raflarında yer almaya başladı. 
Bu yıllar arasında en büyük sorun sağlık sorunları nedeniyle giderek daha çok artan miktarlarda organik ürüne ihtiyaç duyan tüketicilerin, ürününü satacak uygun yer bulamayan üreticilerle buluşturulamaması olmuştur.

Bu sürecin ardından Organik Tarım Kanunu hazırlandı. Kanunun yürürlüğe girmesinden sonra hem tanıtım kampanyaları yoğunlaştı hem de tüketici talebi arttı. 
2004 yılında FAO'nun (Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü), Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı tarafından büyük bütçeli bir proje hazırlandı. 
Bu proje kapsamında 2006 yılında AB tarafından da desteklenen Ulusal Organik Tarım Eylem Planı hazırlandı. 
Anadolu'da ekolojik tarım yapan çiftçiler ağının temeli; Buğday Derneği tarafından ekolojik yaşama ilişkin bilgi ve tecrübeleri paylaşmak amacıyla başlatılan TaTuTa (Tarım, Turizm, Takas) Programı ile atılmıştır. 
Yapılan tüm bu çalışmaların amacı organik tarım üretimini yaygınlaştırmak ve toplumun bu ürünlere erişimini engelleyen etkenleri ortadan kaldırmaktır.
Bu yıllarda; iç piyasada ekolojik ürün pazarı yaratmanın tek yolu ekolojik halk pazarları kurmaktı. 
2006 yılında Buğday Derneğ'nin öncülüğünde ve koordinasyonunda İstanbul, Şişli'de Türkiye'nin ilk %100 organik tarım pazarı kuruldu.

%100 Organik Pazar'ın kurulması organik ürünler piyasası için bir dönüm noktası oldu. 

20 tezgâhla açılan Organik Pazar, geçen 5 yıl içerisinde 200 tezgâha ulaşmıştır. 
Bugün, İstanbul'daki Organik Pazar sayısı 6'ya çıkmıştır. İzmir, Samsun, Antalya, Bursa ve Ankara'da da çeşitli organik pazarlar kurulmuştur. 
Organik pazarların kuruluşunu kolaylaştırmak için yeni dernekler ve kurumlar kurulmuştur. 
İlk kurulan %100 Ekolojik Pazar, Buğday Derneği'nin himayesinde "ekolojik pazar" standartlarının temelini oluşturmuştur.

Şimdi "yeni" bir sürecin eşiğindeyiz. 
Küçük tarım işletmelerinin işi halen kolay değil ama artık onların halinden anlayan kişi ve kurumlar var. 
Kentten köye dönüş başladı ve kentten göç edenlerin yaşadığı az sayıda kırsal yerleşim yeri var. 
Bu yerlerde yerel tohumlar ekilmekte, hasadı yapılmakta ve paylaşılmaktadır. 
Geleneksel tarım, kalıcı tarım, ekolojik yaşam ve benzeri konular giderek daha çok insanın ilgisini çekmekte ve kendi kendine yeten tarım uygulamaları, doğayla uyum ve de özellikle günümüz insanının ihtiyaçlarının daha doğal yollarla karşılanması gibi hususlarda farkındalık artmaktadır.

Gündemin sürekli ve hızlı bir şekilde değiştiği günümüz Türkiye'sinde bir fikri sürekli bir şekilde gündemde tutmak ve savunmak oldukça zordur. 
Buğday Derneği 20 yıldır bu işi büyük bir istek ve heyecanla yapıyor.
Ülkemizin kültürünü ve Anadolu'nun bilgeliğini paylaşmak üzere bizi tekrar bir araya getirecek olan bu büyük buluşmayı dört gözle bekliyoruz. 
Eski günlerde olduğu gibi; İpek Yolu ile Baharat Yolu'nun kesiştiği yerde görüşmek üzere...












Güneşin Aydemir
Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği
Başkan